14 Temmuz 2015 Salı

Feminizasyon

Merhaba,
 
Yoğunlaşan iş tempom yüzünden bloğumu ihmal etmek zorunda kaldım. Bu arada keyif aldığım pek çok şeyden de uzak kaldım. Geçenlerde gittiğim bir mekanda yeni tanıştığım biri ile sohbetimiz sırasında konuştuklarımızdan yola çıkarak bu yazımda feminizasyon yani dişileşme kavramından bahsetmek istiyorum
 
Bir kaç arkadaşımla birlikte gittiğim eğlence mekanında ayakta sohbet ederken yanıma biri geldi ve ayakkabılarımı nereden aldığımı sordu. Kafamı kaldırmadan önce gözlerimle aşağıdan yukarıya süzerken gördüğüm kadarıyla zarif ve hoş giyimli bir kadındı yanıma gelen ancak soruyu soran ses nazik bir erkek sesiydi. İrkilerek kafamı kaldırdım, gülümseyerek bana bakan elmacık kemikleri belirgin, hafif makyajlı erkek yüzünü gördüm. Son derece sempatik karakterli bu crossdresser ile yaklaşık bir saat sohbet ettik.
 
Kadınları ve kadınlığı ne kadar takdir ettiğini, küçük yaştan beri giyindiğini, şu an ellili yaşlarında olduğunu anlattı. Evliydi ve eşi bu durumu biliyordu. Bu konuda eşinin desteğini görmemişti ama büyük bir sorun da yaşamamışlardı. Çoğunlukla yalnız, zaman zaman da bir kaç arkadaşıyla geceleri eğlenmek için dışarı çıktığını ve genellikle de özellikle crossdresserlara hizmet veren mekanları tercih ettiğini söyledi. Bizim o gece bulunduğumuz mekan Londra'nın popüler gay barlarından biriydi. Buraya da cesaretini toplayıp nadiren geliyordu, hatta bu üçüncü gelişiydi.
 
Eşinin ona destek olmasını ne kadar istediğinden, bir kadının, kadınlık yolculuğunda ona yol göstermesinin ve onu cesaretlendirmesinin onun için her şeyden kıymetli olacağından bahsederken gözleri parlıyordu. Bu gönüllü feminizasyon sürecinde kadınlardan destek ve yakınlık görmenin, kadınların onu kadın olarak kabullenmesinin öneminden konuştuk bir süre. Erkeklerde kadına hayranlığın ve teslimiyetin son aşaması olan kadınlaşma evresinde hayran oldukları ve benzemeye çalıştıkları kadınların onları dışlamasının ne kadar acı olduğundan söz ettik. Ona bunun yetişme sırasında toplumsal yaptırımlar sonucu oturtulan kalıplar ve zorla kabul ettirilmeye çalışılan sözde ahlak kurallarından kaynaklandığını anlattım. Aslında biz kadınların ne kadar güçlü ve doğaya yakın varlıklar olduğumuzdan ve kadın egemen topluluklarda bu tür bir dışlanmanın asla olmayacağından bahsettim. Durumunu takdirle karşıladığımı, kadın olmanın yüceliğini anlamış olmasının çok değerli olduğunu ve farklı olarak görülse de doğru bildiği yolda ilerlemesinin, kişisel mutluluğu ve hayatının anlamı açısından yapabileceği en iyi şey olduğunu anlatmaya çalıştım.
 
Bir tesadüf ile tanıştığım bu güzel insanın resmini çektim ve yüzünü göstermeden sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
 
Hep söylediğim gibi farkınızın farkında olun ve farklılığın zenginlik olduğunu unutmayın. Eğer bahsettiğim insanın benimle konuşurken, onu dışlamadığımı, eleştirmediğimi, ötekileştirmediğimi, farkının güzelliğinin bilincinde olduğumu hissettiği için gözlerindeki mutluluğu görebilseydiniz bana hak verirdiniz. Sözüme güvenin, farkınızı ortaya koyun.





Sevgiler,
Melissa