22 Eylül 2014 Pazartesi

Bir eşitliğin iki tarafı: Sahibe ve köle

Merhaba,
 
 
Bu aralar sahibe, köle meselesi fazlasıyla kafamı kurcalıyor. Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere sahibe ve köleyi, birbirini tamamlayan iki öğe, biri diğerinden çıkarıldığında sonucu sıfır olan bir denkleme benzetiyorum kafamda.
 
 
Bu düşüncelerimin sebebi okuduklarım ve gördüklerim sanırım. Köle, edilgenliği ruhunda hisseden, zihin ve beden teslimiyeti ile mutlu olan, yaşam sevincini itaat etmekten alan bir karakter. Sahibe ise baskın ve otoriter, yetkiyi ve gücü elinde tutmayı seven, olayları yönlendirmeyi ve karar vermeyi yaşamının bir parçası olarak gören bir karakter.
 
Bu kişilik özelliklerine sahip bireylerin birbirini tamamlayacağını düşünmemek mümkün değil. Kısacası her sahibenin bir kölesi, her kölenin de bir sahibesi olmadan kendisiyle barışık ve mutlu bir hayat sürmesi olası değil. Denklemin bir tarafını ortadan kaldırdığınızda veya tarafları, eşitliği bozacak şekilde değiştirdiğinizde denge ortadan kalkıyor.
 
 
 
Daha açık şekilde ifade etmek gerekirse denklemin bir tarafında bulunan yeterince edilgen olmayan bir köle veya yeterince baskın olmayan bir sahibe eşitliği bozuyor ve böyle bir ilişki, kişilere mutluluk getireceğine, tatminsizlik, utanç ve güvensizlik getiriyor.
 
Sahibe veya köle olmaya uygun olup olmadığını bilemeyen, kendini tanımayan, karakterinin özünü sorgulamamış bireylerin bu işe soyunmadan önce yapmaları gereken bazı şeyler var. İçine dönüp kendiyle yüzleşmek, bazen acı ve utanç verici de olsa, bazen egonuzu da zorlasa, bunu dürüst bir şekilde yapmak zorundasınız. Bu sadece köleler için değil, sahibeler için de geçerli.
 
Bütünlüğünüzün ve iç huzurunuzun ancak bir köle veya sahibe olarak yaşamaktan geçtiğini kendi içinizde onaylamadan bu yaşam tarzına girmek büyük bir hata olabilir. Köle de, sahibe de hayatlarını anlamlandırmak ve iyiye doğru götürmek için bu ilişkiyi yaşadıklarının ve birbirlerine muhtaç olduklarının farkında olmalıdır.
 
Rolleri birbirine zıt olsa da iki taraf da birbirine saygı duymalı ve birbirlerine kattıklarından dolayı ilişkilerinde karşılıklı sevgi de olmalıdır. Köle ne kadar edilgenliğinin pekişmesini arzuluyorsa, sahibe de o kadar baskınlığını üzerinde geliştireceği bir tebaa ihtiyacındadır. Özetle bu ilişki karşılıklı faydaya dayalıdır ve bu faydayı sağlayanlar karşılıklı saygı ve sevgiyi de  hak etmektedirler.
 
Uzun lafın kısası kendinizi iyi tanımadan sahibe veya köle rolüne soyunmamakta fayda var. Maalesef sanal ve reel  ortamda her iki rolde de yetersiz kalan bireyler mevcut. Köle olmak boynuna tasma takmak ve sahibesinin ayağını yalamaktan ibaret olmadığı gibi, sahibelik de topuklu ayakkabı giyip kölesine eziyet etmek demek değil. 
 
Bu rollerdeki bireylerin birbirini geliştirmeleri ve ilişkinin sonunda daha mutlu bireylere dönüşmeleri esastır. Sahibelik, ister amatörce ister profesyonelce (para karşılığında) yapılsın, bu iş ancak içinde bu duyguları barındıranlar tarafından doğru yapılabilir. Kölelik ise sadece meraktan veya normal cinsel ihtiyaçları karşılamak amacıyla kalkışılacak bir eylem değildir.
 
Her zaman olduğu gibi öncelikle insan olduğumuzu unutmadan, kalkıştığımız işin malzemesinin de insan bedeni ve duyguları olduğunun bilincinde olarak tercihlerimizi yapalım derim. Renkli ve farkında kalın.
 
Sevgiler, Melissa
 
 
 
 

1 yorum:

  1. Melisa Hanim yazinizi dikkatle okudum. Ancak malesef fınansal sahıbeler çoğaldığı için gerçek köleler de azalıyor ve lıfestyle sahıbelerde. bu köle sahibe ilişkisinde işin içine para girdiğinde malesef olay bdsm yada femdomdan çıkıyor. Benimde bir blogum war ve bende bdsm ve femdomla ilgili yazılar yazmaktayım ancak bunu hala anlayamayan insanların olduğunuda düşünüyorum.

    YanıtlaSil