10 Ocak 2019 Perşembe

Özgürlük topuğumun altında

Merhaba,

Bu en uzun ayrılığımız oldu sanırım. İçinde bulunduğum ciddi yoğunluk yüzünden yazmaya zaman bulmakta zorlanıyorum. Aslında yazacak çok şey var. Birinden başlayayım dedim zaman bulmuşken.

Aylardır ısrarla bana yazan birinden bahsedeceğim. Londra'da yaşayan ve belki de bir yıla yakındır kelimenin tam anlamıyla bana bir görüşme için yalvaran biri. Beni tanımayanlar için belirteyim ben köle ruhlu erkekleri asla para için kullanmak taraftarı değilim. Kadının üstünlüğünü kavramış ve hizmet aşkıyla yanan bu erkekleri kendi zevkim  ve onların tatmini için kullanmayı seviyorum.

Bir Cumartesi öğlen yemeği için buluştuk. Yemekten hiç bir şey anladığını zannetmiyorum, ne konuştuğunun farkında olduğunu da hiç sanmam. Sadece fırsat buldukça bacaklarıma ve ayaklarıma bakmaya çalıştığından ve bir kaç kere pantolonunun bacak arasına ayakkabımın topuğunu bastırdığımda fark ettiğim üzere sürekli ereksiyon halinde olduğundan eminim.

Bir, iki saat sonra bayılacak gibi olan adamcağıza daha fazla kıyamayıp eve gelmesine izin vereceğimi söyledim. Adeta nefes alması ve hayatta kalması iki dudağımın arasındaymış gibi adam hayata geri geldi.

Eve girer girmez tamamen soyunmasını söyledim. Tekrar şoka girdi. Tek kelime etmeden soyundu ve beklemeye başladı. Boynuna geçirdiğim tasmaya bakakaldı. Tasmasından çekerek yatak odasına götürdüm. Uzandım ve yalamaya başlamasını emrettim.
 
 
 
Böyle bir açlık görmediğimi söylemeliyim. Naylon çoraplı bacaklarımı, ayaklarımı ve ayakkabılarımı yaladıkça ruhunun özgürleştiğini, kendiyle barıştığını ve bir bütün olduğunu hissedebiliyordum. Ardından ayakkabılarımı ve çoraplarımı ağzıyla çıkarmasını  emrettim. Epey uğraştıktan sonra aferini hak ettiğini söyledim ve yatağa oturmasını emrettim. Çıkardığı ayakkabıları tekrar giydim ve naylon çorabımla testislerini bağlamaya başladım.
 
 
 
 
 
 
 
Saatlerdir ereksiyon halinde olan aleti birden bire korkudan yumuşadı. İyice bağladığım testisleri çorabımla kendime doğru çektim. Bir yandan da bacağımı kaldırarak topuğumla patlamak üzere olan testislerine basmaya başladım. Acıyor diyordu. Ben de o acıyor dedikçe daha çok bastırıyordum. Bu tamamen özgür kalmanın bedeli diye açıkladım. Acıdıkça kendin olacak ve karşımdaki yerini kabulleneceksin bu da seni daha mutlu biri yapacak dedim. Sessizce kabullendi ve birkaç dakika sonra mutluluğu gözlerinde ve aletinde gördüm, tekrar sertleşti ve öyle kaldı.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Daha sonra ona hizmet edebilmesi için fırsat olarak birkaç çift ayakkabımı verdim ve güzelce yalayarak temizlemesini emrettim. Şevkle yalamaya başladı. Arkadan bantlı bir ayakkabımı da bandından aletine astım ve bu ayakkabı düşerse başına geleceklerden korkması gerektiğini söyledim.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
O şekilde üç çift ayakkabımı ayrıntılı olarak temizledi. Aferin diyerek ayakkabımı aletinden aldım ve ağzına naylon çorabımı tıkıştırmaya başladım. Bu kez aleti yumuşamadı, itaat etmeyi ve bundan mutlu olmayı öğrenmişti.  Eline ayakkabımı vererek içine boşalmasını ve ardından temizlemesini söyledim. Ağzında naylon çorabım elinde ayakkabım işe koyuldu. Boşalması çok sürmedi. Ağzından çorabımı çıkardığım anda daha nefesi düzelmeden hevesle az önce içine boşaldığı ayakkabımı yalamaya koyuldu. Öylesine keyif alıyordu ki çabuk olmasını söylemeye kıyamadım.
 
 
İşi bitince gidebileceğini söyledim. Sessizce giyindi, kapıdan çıkarken, çok teşekkür ederim, içimdeki gerçek beni serbest bıraktınız, çok mutluyum dedi ve kapıyı yavaşça kapatarak çıkıp gitti.


Lütfen farkınızın farkında olun ve farklı olana saygılı gösterin.

Sevgiler,
Melissa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder