2 Ağustos 2016 Salı

Kadın ve Libido

Merhaba,
 
Uzun zamandır yazmaya fırsat bulamadım. İçimden geldiğini de pek söyleyemeyeceğim. Ama son zamanlarda ısrarla dikkatimi çeken bir konu oldu, yazmadan duramayacağımı hissettim. Kadınların cinsel istekliliğinin erkeklerden düşük olduğu konusundaki dayatmalar konusunda daha fazla sessiz kalamayacağım.
 
Daniel Bergner'in (New York Times dergisi yazarı ve araştırmacı gazeteci) ve Roy Baumeister'in (Ödüllü Psikolojik Araştırmacı) okuduğum bazı yazıları da bu konuda yazma isteğimi arttırdı.
 
Bildiğiniz üzere erkeklerin cinsel dürtüsünün kadınlardan yüksek olduğu söylenir durur. Hatta kadınlardaki cinsel isteksizliğe hiç durmadan çareler aranır.
 
Bu konuda yürütülen tek yünlü bir algı yönetiminin var olduğunu, yetersiz araştırma ve eksik bilgilendirme yapıldığını düşünüyorum.  
 
 
Farklı bir bakış açısına sahip olabilmek adına yapılan tarafsız çalışmalar sırasında yapılan bir deneyde kadın ve erkeklere  cinsel içerikli videolar seyrettirilmiş. Bu videolar, normal kadın-erkek seks görüntülerinden, maymunlara ve gay ve lezbiyen çiftlere ait seks görüntülerine kadar her türlü cinsel yelpazeyi kapsayan klipler içeriyormuş. Kadınlar her türlü cinsellik karşısında uyarılırken erkekler ilgi alanlarıyla sınırlı kalmışlar.   
 
Yapılan bir başka araştırmada, 60'lardaki cinsel devrim döneminde, kadınların cinsel eğilimlerinin erkeklerden daha çok değiştiği saptanmış.
 
 
Burada bu bulgular ışığında bazı saptamalara dikkat çekmek istiyorum:
 
Kadınların cinsel istekliliği erkeklerinkinden daha düşük değil daha esnektir ve koşullara uyum sağlama yeteneğine sahiptir. Baskılandığı takdirde koşullara uyum sağlamak üzere kendini ayarlamakta ve bu zaman zaman libidonun düşük görünmesine sebep olmaktadır. Gerçekte tek eşlilik ve hatta heteroseksüellik kadınların cinsel istekliliğine ters düşen faktörlerdir ki bilindiği üzere tarihte tam da bu yüzden kadın cinselliği sürekli kötü gösterilmiş ve baskılanmıştır. Koşullara göre ayarlayabildikleri libidoları sayesinde kadınlar kendilerini yaşadıkları dönemin şartlarına göre en iyi şekilde konumlandırmaya çalışmışlardır.  
 
Kadınlar cinsellik konusunda erkeklere göre daha az homofobik ve farklı cinsel kimliklere daha fazla kucak açan bir yapıya sahiptirler. Yapılan araştırmalarda lezbiyen kadınların erkeklerle birlikte olma oranının, gay erkeklerin kadınlarla birlikte olma oranından çok daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu da kadının cinsel yelpazesinin daha geniş ve farklılıklara daha açık olduğunu göstermektedir.
 
Bir diğer önemli fark, kadınlarda erkeklerin aksine cinsel isteği motive eden faktörün sadece seks eyleminin kendisinin olmamasıdır. Kadınlar korunma, ilgi, sevgi ve şefkat görme, anlamlı bir birliktelik kurma, çocuk sahibi olma ve çocuğuna iyi bir gelecek sunma arzularıyla da cinselliğe motive olurlar. Seks konusunda belirleyici olan kadının duygularıdır. Cinselliğe evet veya hayır demek kadının yeterli motivasyona sahip olup olmamasıyla ilgilidir.
 
Kısacası kadınlar duygusal zekaları son derece güçlü varlıklar olsalar da duygularına nadiren yenik düşerler. Bu yüzden cinsel dürtüleri ne kadar kuvvetli olursa olsun, bu dürtülerini kontrol altında tutmaya ve kendileri için doğru şekilde kullanmaya eğilimlidirler. Kadınlar bir insanlık suçu olan tecavüz dışında kendi rızalarıyla yaşadıkları cinsellikten -bu mastürbasyon da olabilir lezbiyen bir ilişki de- pişmanlık ve suçluluk duymazlar. Bu konuda erkekler kadar keskin cinsiyet ayrımı yapmazlar, duygusal ihtiyaçlarına göre şekillenen esnek bir cinsellik tercihleri vardır.
 
Açıkçası bana göre tüm insanlığın kadınlardan öğreneceği çok şey var. Yaşasın kadınlar ve farklılıkların farkında olan tüm insanlar.
 
Sevgiler,
Melissa