13 Mart 2017 Pazartesi

Hediyenin hediyesi

Merhaba,

Bu yazımda daha önce bahsettiğim hediye olayının  devamında olanları paylaşmak istiyorum...

Cuma günü mesai bitimine doğru ofisteki odamın kapısı çalındı ve yavaşça aralanan kapıdan bir buket çiçek girdi önce odama. Ardından da masum yüzlü, orta boylu, atletik vücutlu bir adam. Gözüm bir yerden ısırıyordu ama nereden... Sonradan asansörde bir kaç kez muhabbet ettiğimiz, üst katta odası olan, kısa sohbetlerimizden oldukça üst düzey yönetici olduğunu öğrenmiş olduğum biri olduğunu hatırladım.

"Umarım hediyem sizi kızdırmamıştır, nota yazdıklarım tamamen içten ve samimi hislerimdi" diye lafa başladı ve çiçek buketini yavaşça masama bıraktı. "Size ne ısmarlayabilirim bu akşam iş çıkışında?" diye sordu.

Biraz lafladıktan sonra anlattıklarını dinlemek istediğimi fark ettim ve bir kadeh şarap içmek için güzel bir mekana gitmeye ikna oldum.

Gece boyunca hayatından, çocukluğundan beri hissettiği yoğun duygulardan, zaaflarından, arzu ve fantezilerinden bahsetti. Benden uzun süredir gözünü alamadığını, başka bir hikayede anlattığım, odamda cezalandırmak zorunda kaldığım kişinin ağzından pozisyonunu kullanarak zorla aldığı bilgilerden sonra böyle bir girişimde bulunduğunu, yaptığının çok riskli olduğunun farkında olduğunu ama kendine engel olamadığını söyledi ve sadece bu buluşmanın bile aldığı riske değdiğini düşündüğünü ilave etti.  En sonunda da "Karar senin, ben emrindeyim" diyerek olayı bana bıraktı.
 
Biraz zaman kazanmak amacıyla kendimden bahsetmeye başladım. Genel olarak hayatımdan ve eğilimlerimden bahsettikçe yerinde duramıyor, daha fazla ayrıntı öğrenmek istiyordu. Bu telaşlı ve meraklı hali hoşuma gitmemişti. En sonunda ona bu akşam istediğini vermeyeceğimi söyledim. O anı takip eden  birkaç saniye içinde yüzündeki ifade, hayal kırıklığından öfkeye, ardından da pişmandan çaresize dönüştü.
 
Biraz sessiz kaldıktan sonra beni ikna etmek için yapabileceği bir şey olup olmadığını sordu. Az önce ben kendimden bahsederken pantolonunun üzerinden belli olan kabarıklıktan eser kalmamıştı. Bacak bacak üzerine attım, eğilerek elini tuttum ve zamanı gelince ona bildireceğimi söyledim. Yalvarmaya başladı, ne istersem yapmaya razı olduğunu söylüyordu. İlgilenmedim, bara gidip bana bir kadeh şarap daha almasını istedim. İstediğim kıvama gelmeye başlamıştı. Elinde kadehle süklüm püklüm yanıma geldi. Önüne bakarak oturdu. Etrafımı kesmeye, sağdan soldan laf atanlara cevap vermeye başladım. Beş dakikada bir, bir isteğim olup olmadığını soruyordu, ben de elimi omzumun üzerinden arkaya doğru sallayarak bir şey istemediğimi ifade ediyordum. Yarım saat geçtikten sonra tüm gururunun ve egosunun kırılmaya başladığını hissettim.
 
Aniden kalkarak eve gideceğimi ve beni takip etmesini söyledim. Sersemlikten neredeyse düşecekti. Peşimden yürüyerek geliyordu, hizama gelmeye cesareti kalmamıştı.
 
Eve ulaşır ulaşmaz tamamen soyunmasını ve evde olduğu sürece dört ayak üzerinde dolaşması gerektiğini söyledim. Hemen sözümü dinledi. "Burada bekle" diyerek onu yalnız bıraktım, üzerimi değiştirdim, hediyesini ve hoşuna gidecek birkaç oyuncağı daha alarak yanına gittim. Bıraktığım yerde bekliyordu. Kanepeye oturdum ve ayakkabılarımı yalamasını emrettim. Hevesle yalarken boynuna tasmasını geçirdim. Ayağa kaldırarak aletine bir bekaret kilidi taktım.  Dört ayak üzerinde  arkasını dönmesini söyledim. Pembe poposunu kızartana kadar şaplaklarken, küçükten başlayarak oyuncakları üzerinde kullanmaya başladım. Ses çıkarttıkça tasmasına asılıyor, kuvvetli bir şaplak yapıştırıyor ve sessiz olmasını emrediyordum.
 

 
En sonunda hediyesini üzerinde kullanmaya hazır hale geldi. Hazır olmasına rağmen çok zorlandığını söylemeliyim. Sesini çıkartmamak için çabalıyor, ağzından salyalar, kilitli organından ise prostat sıvısı sızıyordu. Alıştıktan sonra hediyesinin hakkını vererek uzunca bir süre keyfini çıkarttım. İşim bittiğinde ise yerleri ve kendi hediyesini yalatarak güzelce temizlettim. "Umarım hediyenin hediyesini beğenmişsindir" diyerek tasmasını çıkardım ve evi terk etmesi için on dakikası olduğunu söyledim. Kilitli aletine bakıp tekrar yüzüme baktı. "Bu evde boşalmana izin yok" diyerek kilidi çıkarmamla boşalması bir oldu ve elbette tekrar yerleri yalamak zorunda kaldı.
 
Teşekkürler ederek, hayal edebileceğinden bile daha iyi olduğunu, hayatındaki en güzel akşamı yaşadığını söyleyerek giyindi ve çıkıp gitti.
 
Bakalım işyerinde ona tekrar rastladığımda tavrı nasıl olacak...
 
Farklı kalın,
Sevgiler,
 
Melissa
 
Not: Bahsedilen şahsın talebi üzerine resimlerini paylaşamıyorum, bilginize...
 

9 Mart 2017 Perşembe

Hediye

Merhaba,
 
Dün başıma gelen garip olayı anlatmadan duramayacağım.

Bu arada fazla sayıda sıradışı olay yaşıyor olmamı garipseyenler için, kendimi ufak bir açıklama yapmak zorunda hissettim. Sanırım bunun ilk sebebi marjinal bir ortamda çok sayıda farklı insanla birlikte çalışıyor olmam, ikinci sebebiyse giyim tarzım ve tavırlarımla dışarı verdiğim enerji.
 
Sabah ofisteki odama geldiğimde dikkatimi masanın üzerindeki hediye paketi çekti. Burada pek hediye verme alışkanlığı olmadığından pek bir anlam da veremedim.
 
Uzun, içki şişesi kutusu gibi bir paketti. Elime aldığımda epey ağır olduğunu fark ettim. Birisi bir şişe içki hediye etmiş olabilir diye düşündüm, kim olabilir diye aklımdan isimler geçirirken neyse ki kutuyu açmak aklıma geldi...
 
Açtığımda gördüğüm, kesinlikle o ana dek aklımdan geçen veya geçebilecek hiçbir şeye benzemiyordu. Bu, güzel karton bir kutuya konmuş dev bir dildoydu. Dildonun üzerinde mavi kurdeleden bir fiyonk vardı ve ufak bir not iliştirilmişti. Notu alıp okudum, güzel bir el yazısı ile yazılmış notun Türkçe karşılığı şöyleydi. "Lütfen bunu benim üzerimde kullanın! Hayatta bundan daha fazla arzu ettiğim bir şey yok." Altına da bir telefon numarası eklenmişti.


Bir dakika kadar sonra ofisteki masamın başında elimde dev bir dildoyla dikilmekte olduğumu fark ettim. Kendi kendime gülmeye başladım ve dildoyla birkaç foto çekmeye karar verdim. Fotoğrafları çektikten sonra dildoyu kutusuna koyarak kaldırdım ve ne yapacağımı düşünmeye başladım.
 
 
 
 
Kısa bir süre sonra telefon numarasına bir kısa mesaj attım. Mesajda "Hmmm?" yazdım. Bir dakika olmadan cevap geldi. "Size bir kahve veya ne isterseniz ısmarlayıp, kendimi tanıtmak isterim" diye yazmıştı. "Cuma günü iş çıkışında burada olursan belki bir kadeh bir şey ısmarlamana izin verebilirim" diye cevapladım.
 
Bakalım Cuma günü kim gelecek ve kendini tanıtacak. Muhtemelen daha önceki yazılarımda bahsettiğim kişiyle konuşarak benim hakkımda bilgi edinmiş biri. Ancak bu şekilde bu kadar cesur davranmış olabilir.
 
Olacakları sizinle elbette buradan paylaşacağım.
 
Farklılıkların farkında olmaya ve farklılıkların zenginlik olduğuna inanmaya devam..
 
Sevgiler,
Melissa