27 Ocak 2015 Salı

Erkek doğup, kadın olarak efsane olanlar!

Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.

Burlesque

Merhaba,
 
Geçen akşam seyrettiğim bir belgesel, uzun süredir yazmayı ertelediğim bir konuyu yeniden gündemime taşıdı: Burlesque (Burlesk okunuyor)...
 
 
 
17. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanan terim sözlükte "ciddi meseleleri ve bu konularda çalışan insanları karikatürize eden, dalga geçen, abartılı teatral bir gösteri" anlamına geliyor. 18. ve 19. yüzyıllarda Victoria döneminde İngiltere'de popüler hale gelen burlesk gösteriler yüksek ve alçak burlesk olarak ikiye ayrmış. Alaycı parodiler şeklinde devam eden bu teatral gelenek 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında İngiltere'deki etkisini kaybediyor ancak Amerika'ya sıçrayan burlesk çılgınlığı burada boyut değiştiriyor.
 
 
 
Amerikan burlesk adıyla bilinen bu yeni akımda içerik yavaşça parodilerden, varyete şovlarına ve revülere doğru kayıyor. Müzikli, gösterişli teatral bir striptiz gösterisi haline gelen burlesk 1960'lı yıllardan sonra cazibesini kaybediyor ve ana akım bir gösteri olmaktan çıkıyor.
 
 
 
Son yıllarda yeniden canlanan burlesk dünyası yeni bir soluk taşıyor. Strip yani soyunma kısmından kurtulan gösteriler daha çok tease yani sataşmak, heyecanlandırmak üzerine kurulmaya başlanıyor. Zengin kostümler, dans koreografileri, müzik ve eğlenceli şovlarla bezeli günümüzde popülaritesi gittikçe artmakta olan bu akıma neo-burlesk adı veriliyor.
 
Porno endüstrisinin gelişmesi ve internet aracılığıyla erişiminin kolaylaşması, televizyon kanallarının ve program çeşitliliğinin artması bu harika gösteriyi gözden düşürmüş olsa da günümüzde burlesk kavramının felsefesini bilen sanatçılar tarafından gerçekleştirilen performanslar, burleskin değerinin tekrar anlaşılmasını sağlıyor.
 
 
 
Burlesk eski feminist akıma göre kadının değersizleştirilmesi ve meta haline getirilmesi olarak algılanmış ancak yeni feminizm anlayışı bunun tam tersini söylüyor.
 
 
 
Burlesk, kadınlığı, duygusal zeka ve vücut estetiğini kullanarak yücelten bir gösteri. Erkeklerin istemsizce teslim oldukları sahnedeki kadını  bir kraliçe, bir tanrıça seviyesine yükselten, kadını olması gereken yere taşıyan bir performans şekli. Vücudunu, mimiklerini, kostümlerini ve aksesuarlarını en doğru şekilde kullanarak içindeki kadınlığı dışarıya çıkartan, onu izleyenlere aktaran ve hayran bırakan tüm burlesk sanatçılarına en içten saygılarımı sunuyorum. İster kadın ister erkek olun, kadın olmanın ne demek olduğunu ve bir kadının nelere kadir olabileceğini, kadın estetiğinin ve teatral yeteneğinin hipnotize edici gücünü sergileyen bu gösterilerden birine fırsat bulunca mutlaka gidilmeli diye düşünüyorum. Son olarak sizlere günümüzün en popüler burlesk gösterilerinden birinin linkini vermek istiyorum:
 
 
Sevgiler,
Melissa
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

12 Ocak 2015 Pazartesi

Irene Adler

 
 
Merhaba,
 
Bu kez bir karakterden bahsetmek istiyorum. Sir Arthur Conan Doyle'un Sherlock Holmes hikayelerinde geçen bir karakter. Adı Irene Adler. Zekası, güzelliği ve yaratıcılığı sebebiyle Sherlock Holmes'un hayranlığını kazanan bir kadın.
 
Bu karakter defalarca televizyon ve sinemada canlandırılmış ancak ben dikkatinizi 2012 BBC yapımı Sherlock Holmes dizisinde Lara Pulver tarafından canlandırılmış olana çekmek istiyorum.
 

 
 
Buradaki Irene Adler karakteri üst tabaka müşterilere hizmet sunan bir Dominamatrix olarak tasarlanmış. Orijinal karakterin aksine bu karakter Amerikalı değil İngiliz. Dizide elinde Kraliyet Ailesine mensup biriyle ilişkisine ait belgeler ve daha pek çok gizli ve önemli doküman bulunduran bir karakter. Bunların hepsi şifreli bir cep telefonunda saklı. Dizide Sherlock'la aralarında ciddi bir aşk olduğu ima ediliyor.
 
 
Kimsenin entelektüel anlamda hele de cinsel anlamda ilgisini çekmeyi başaramadığı Sherlock Holmes'un aklını başından alan bu karakteri mutlaka izlemelisiniz. Ölümüyle Sherlock'u derin bir depresyona sokan ve uyuşturucu alışkanlığına geri dönmesine sebep olan bu karakter eminim aklınızı başınızdan alacak.

 
 
 
 
Kadın cinselliği, üstünlüğü ve baskınlığını son derece etkileyici bir şekilde ekrana taşıyan bu karakteri seyir listenize ekleyin derim. Baskın karakterli bir kadın olsanız dahi aşık olabileceğiniz bir karakter bence... Aman kimse duymasın!
 
Kadın üstünlüğünün farklı boyutlarında  tekrar buluşmak üzere...
 
Sevgiler,
Melissa
 
 
 

9 Ocak 2015 Cuma

Viktoria Modesta



Merhaba,
 
Bu kız bir harika! Bahsettiğim kişi Viktoria Modesta. 2012 Paralimpik oyunlarının kapanış töreninde yer alan bir sanatçı. Kadınların ne kadar cesur, güçlü ve yenilikçi olduklarının bir kanıtı. Engellilerin ise yeni ilham kaynaklarından biri.
 
 
Kendisi 1987, Letonya doğumlu. Doktorların ihmalkarlığı sebebiyle doğumdan sonra hastanelere çok defa girip çıkmasına rağmen çözülemeyen ve   kalıcı bir probleme dönüşen sol bacağını zorunluluk olmamasına rağmen kendi isteğiyle 2007 yılında dizinden itibaren kestirmiş.
 
Modellik ve şarkıcılık yapan Modesta, ailesiyle Londra'ya taşındıktan sonra müzik eğitimi almış ve şarkıcılık, tasarım ve modellik dünyasına adımını atmış.  Buradaki fetiş dünyasında kendine bir isim yapmış. 2009 yılında Londra Moda Haftasında müziği ve tasarımlarıyla sahne almış. 2010 yılında Londra'da sözleşmesi olmayan en iyi altı sahne sanatçısından biri seçilmiş. 2012 de ilk single ı yayınlanmış. 2014 yılında "Born Risky" -Riskli Doğan- isimli kampanya dahilinde çekilen bir kliple televizyonlarda boy gösteren Modesta, eski moda sıkıcı etik tartışmaların bittiğini ve engeller konusunda ancak merak, takdir ve ilham yoluyla ileri gidilebileceğini söylemiş.


 


Bir kez daha tüm dünyaya kadının gerçek gücünü ve üstünlüğünü kanıtlayan Viktoria'ya teşekkürler. Sizlerin de onu tanımanızı ve takip etmenizi isterim. Son olarak sizlerle kampanya için çekilen klibinin linkini paylaşıyorum. İyi seyirler.
 
http://youtu.be/jA8inmHhx8c
 
Sevgiler,
Melissa

Sanal Sahibe

Merhaba,
 
Çok uzun zamandır fırsat bulup yazamadım. Bu arada aklıma takılan çok sayıda kavram, olay ve kişi oldu.  Bu yazıda sanal sahibelik kavramından bahsetmek istiyorum.
 
Öncelikle sahibe-köle ilişkisi hakkında bir tespit yapmak isterim. İlişkide köle, fiziksel, zihinsel ve finansal anlamda sahibesine teslim olmak arzusundadır. Bu üç teslimiyet şekli bir arada olabilir de olmayabilir de. Kölenin bu teslimiyet ve itaat arzuları sanal ortamda neredeyse gerçek dünyadaki kadar tatmin edilebilir.



Sanal ortamda, zihinsel anlamda kölenin teslimiyetini sergilemek ve değersizliğini vurgulamak hiç de zor değildir. Sahibe veya köle görsel, işitsel veya yazı ile ifade edilecek şekillerde sosyal medya veya özel web siteleri aracılığıyla kölenin aidiyetine, acizliğine, teslimiyetine, itaatkarlığına dair paylaşımları çok geniş bir kitleye ulaştırabilir. Bu iki taraf için de fazlasıyla tatminkar olacaktır.

Fiziksel teslimiyet konusunda kölenin fiziksel acı çekme ve aşağılanma ihtiyacı sanal ortamda sahibenin yönlendirmesiyle kısa ve uzun vadeli projeler şeklinde gerçekleştirilebilir. Zindan aparatları, oyuncaklar ve giysiler sahibenin istediği şekilde ve istediği süre ile kullanılmalı, belirlenen zamanlarda gönderilecek resim veya videolarla sahibeye ispat sağlanmalıdır.

Finansal teslimiyet sanal ortamda sahibe için yapılacak hediye amaçlı alışverişleri veya para gönderilmesini içerebilir.

Görüntü, ses, ve metin yoluyla iletişiminin günümüzde bulunduğumuz yerden rahatça kullanılabilmesi büyük bir avantajdır. İstenen gizlilik seviyesinin ki bu kimliği tamamen gizlemeye kadar olabilir, sağlanması sanal ortamda mümkündür. Gerçek hayatta insanları arzularını gerçekleştirmekten alıkoyan ciddi risklerin büyük bir kısmı evden ayrılmadan bu şekilde elimine edilebilir.

Bu kavram gün geçtikçe yaygınlaşmakta ve kabul görmektedir. Webde gezinirken bu konuda kullanılmak üzere hazırlanmış bazı yazılımlara bile rastladım:
http://www.virmst.eu/

Kişinin ihtiyaçlarına hizmet ettiği sürece güncel teknolojilerden faydalanmak gerektiği inancındayım. 
 
Kölelerin veya sahibelerin ellerinin altındaki imkanları kendi mutlulukları için kullanmaları yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum.
 
Çok kısa sürede tekrar görüşmek üzere,
 
Sevgiler, Melissa