31 Temmuz 2014 Perşembe

Matriark (Anaerkil)

Merhabalar,
 
 
Son günlerde aklıma,  kadınların neden yüzyıllardır baskı altında tutulmaya çalışıldığı sorusu takıldı. Bu konuda bazı okuduklarımı ve kendi fikirlerimi paylaşmak istedim.
 
Biliyorsunuz eski dönemlerden günümüze dek anaerkil topluluklar var olmaya devam etmişler. Bu tür topluluklarda güç kadınlarda, özellikle de annelerde toplanır. Topluluğun başında genellikle en yaşlı anne vardır. Kadın egemenliğinde olan  böyle sosyal yapılar, Ortadoğu'dan Afrika'ya, Güney Amerika'dan Uzakdoğu'ya pek çok yerde var olmuştur. Çoklu tanrıça kavramı zamanla kendini tek tanrılı ve erkek egemen yapılara bırakmış olsa da dünyanın farklı bölgelerinde bu sosyal yapı sürmektedir.

 
 
Kadınların, erkeklere karşı cinsel üstünlükleri, doğurma yetileri, duygusal yoğunlukları, farklı zihin yapıları ve altıncı hislerinin gücü her zaman erkeklerde  korku yaratmıştır. Erkeklerin, kadını, pasifleştirme, kapalı kapılar ardında kalmasını sağlama, toplumsal yapının mümkün olduğunca dışında bırakma çabaları  özgüvensizliklerinden ve gücü sadece kendi ellerinde tutabilme arzularından kaynaklanmaktadır.

Ancak her şeye rağmen günümüzde kadın egemen bir  toplumda yaşamadığımızı sanıyorsanız, aldanıyorsunuz derim. Bu konuda size tek bir kelimeyle ipucu vereceğim: "anne".
 
Hepimizi yetiştiren, büyüten, dünyayı ve insanları  bize anlatan, kendi görüş ve fikirlerini bize aşılayan, bir anne değil miydi? Yani bir kadın... Kadınların doğurduğu ve yetiştirdiği erkekler ve kadınlardan oluşan bir toplumda sizce egemenlik hangi cinse daha yakındır?

Kadın erkek arasındaki mücadele ve egemenlik savaşı her zaman olduğu gibi sürmeye devam edecek gibi görünüyor. Bence açıkça ifade edilmese veya yalanlansa da erkekler kadınlara çoktan teslim olmuş durumdalar. Diğer yandan içten içe bu fikri  sevdikleri de söylenebilir. İşin doğrusu bir erkek için anneden daha değerli ne olabilir ki? Ancak zamanla, bir sevgili veya eş, yani müstakbel çocuklarının annesi, kendi annesinin yerini alacaktır.

Bu gerçekleri gözardı edip kendinizi kandırmayın beyler, kadınların egemenliği devam ediyor. Bu arada sevgili bayan arkadaşlarım, lütfen biz de  hükmetmenin getirdiği sorumlulukları hafife almayalım...

Sevgiler,
Melissa




 

17 Temmuz 2014 Perşembe

Kadınlar için Porno

Merhaba,
 
 
Dün gece aklıma takılan bir konuyu biraz araştırdım ve bulduklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
 
Bilindiği gibi porno endüstrisi büyük oranda erkekler tarafından yürütülüyor ve erkekler için üretim yapıyor. Peki biz kadınlar bu konuda ne düşünüyoruz? Bulabildiğim kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla  kadınların bu konuda kafası biraz karışık, sosyal ve politik açılardan doğru buldukları şeyler ile cinsel açıdan cazip buldukları şeyler beyinlerinde her zaman uyuşmuyor. Bir tür paradoks içindeler.
 
 
 
Porno konusunda iki tip kadın davranışı var gibi görünüyor. Porno ile ilgilenmeyenler ve ana akım denilen yani yaygın biçimde erkekler için üretilen materyalden keyif alanlar. Bir üçüncü kesim ise feminist porno adı verilen ve nispeten yeni olan, kadınların kadınlar için ürettikleri ve zihinlerinde paradoks yaratmadan keyif alabilecekleri bir porno türüne ilgi duyuyorlar.
 
 
Yapılan bazı araştırmalarda erkekler için üretilen porno materyalinden keyif alan kadınların, daha erkeksi bir zihin yapısına sahip oldukları, cinsel olarak iki rolü de üstlenebildikleri, sosyal yaşantıda ise  daha agresif ve risk almayı seven bir tarza sahip oldukları fark edilmiş.
 
 
İki binli yıllardan itibaren kadınların pornoya bakışının yavaş da olsa değiştiği ve bu konuya eskisinden daha sıcak baktıkları söyleniyor. Çoğu kadının pornoyu bir stres atma aracı olarak algıladığı da ilginç bir başka gerçek.
 
 
Ben çeşitlilikten zarar geleceğini düşünen biri değilim. Ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, kimler tarafından, kimler için üretilirse üretilsin porno endüstrisinin bir ihtiyaçtan doğduğunu unutmamak gerek. Temel etik ve ahlaki kurallara uyulduğu sürece -ki bu gerçekten önemli-  herkesin ihtiyacına uygun üretim yapmak doğru bir yaklaşım olacaktır.
 
Kendimle ilgili bir gerçeği de paylaşayım; ben ana akım pornodan rahatsız değilim. Tabi ki bazı eleştirilerim oluyor zaman zaman ancak piyasada çok fazla materyal var ve çeşitlilik arttığı sürece herkese uygun ürünler var olmaya devam edecektir diye düşünüyorum.
 
Not: Bu arada konuyla ilgisiz ama erkekler için üretilen külotlu çoraplar piyasada yaygınlaşıyor, adına da mantyhose deniliyor,  ilgilenenlere duyurulur. Size ilginç bir de  link vereyim: http://www.pantysvoormannen.be/
 
 
 
 
 
 

15 Temmuz 2014 Salı

BDSM - LGBT

Merhaba,
 
Bu kez aklıma takılan bir konudan çok, bilinç düzeyimizi ve farkındalığımızı arttırmak adına bazı terimlerden bahsetmek istedim. Bu terimler BDSM ve LGBT.
 
BDSM yani Bondage, Discipline, Sadism, Masochism, Türkçe karşılıkları tam oturmasa da Esaret, Terbiye, Sadizm ve Mazoşizm olarak kabul edilebilir. BDSM, iki yetişkinin aralarında her ikisinin de rızasıyla gerçekleştirdiği erotik eylemlerin -ki bunların içinde hakimiyet-boyun eğme, kısıtlama ve rol yapma başlıcalarıdır- tamamına verilen kısaltma isimdir. Genellikle partnerlerden biri hakim taraf diğeri ise boyun eğen taraftır. Güç dengesi hakim tarafın lehinedir. Hakim taraf (efendi, sahibe) boyun eğen tarafa (köle, köpek) fiziksel veya zihinsel kısıtlar ve yaptırımlar uygular. Her iki taraf da paylaşılanlardan cinsel bir haz duyar. Bu tür ilişkilerde, aklı başında olmak, güvenlik tedbirlerini almak ve iki tarafın da rızasının olması, yerine getirilmesi gereken en önemli şartlardır. Genellikle sıkıntılı durumların oluşmaması için,  eyleme ara vermek veya eylemi durdurmak üzere baştan ayarlanmış bir güvenli kelime veya eylem belirlenir. Kişiler ya efendi rolü ya köle rolü ya da değişken (switch) roller üstlenebilirler. Aşağıda, BDSM kısaltmasında bulunan kelimelerin değişik şekillerde bir araya gelmesiyle oluşan farklı anlamları görebilirsiniz.
 
 
 
 
 
 
BDSM tarihi MÖ 900'lere kadar uzanmaktadır. Sümerler ve Akadlardan kalan tabletlerde bu tür eylemlere ait çizimler bulunmuştur. En yaygın olarak kullanılan BDSM sembolü triskellion adı verilen ve resimde görülen dairesel şekildir.
 
  
 
 
LGBT ise, lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. 1990'lardan beri kullanılmaktadır. LGBT kuruluşları, bu başlık altında toplanan ve farklı cinsel kimliklere ve eğilimlere sahip bireylerin haklarını savunmak ve toplumsal farkındalığı arttırmak gibi bir misyon üstlenmiş durumdadır. Bilinen sembolleri, gökkuşağı renklerini içeren bir bayraktır.
 
 
Bu iki kısaltmanın ortak  noktası toplum tarafından dışlanan, kabul görmeyen ve istenmeyen azınlıkları veya eylemleri temsil ediyor olmaları. Cinsel kimlikleri ve cinsel tercihleri ne olursa olsun insanlardan bahsediyoruz ve her insanın  temel hak ve ihtiyaçları var.  Günün birinde  çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın, bir akrabamızın,  çocuğumuzun ve hatta samimiyetle içimize baktığımızda kendimizin bile, farklı tercihleri olduğunu görebiliriz. Bu, insan olarak kimsenin değerini değiştirmez. Bu bilinçle yaşandığı sürece toplumlar daha güçlü ve sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum.
 
Sevgiler, Melissa
 
 
 
 
 
 
 
 

10 Temmuz 2014 Perşembe

Halhal

Merhaba,
 
Bu kez ayrılığımız çok kısa sürdü. Sebep: biraz vaktim vardı ve aklıma bir kaç konu birden takıldı. Bu kez aklımdaki bir kavram veya terim değil bir obje; "Halhal"
 
 
Yaz mevsiminde olduğumuz için mi yoksa ben çok sevdiğim için mi bilinmez halhal hakkında yazmak istedim. Bu arada merak eden olursa diye söyleyeyim, resimdeki ayak bana aittir.
 
 
 
 
Halhal hepinizin bildiği gibi kadınlar tarafından ayak bileğine takılan bir aksesuar. Gümüş, altın ve deriden yapılanları mevcut, taşlı, boncuklu ve zilli olanları da var. Özellikle Hint ve Eski Mısır kültürlerinde çok yaygın şekilde kullanılmış. Tarihi milattan binlerce yıl önceye dayanıyor. Küçük çanları veya zilleri olan türlerinin, ilk olarak,  bir kadının yaklaşmakta olduğu anlaşılsın diye ortaya çıktığı söyleniyor. Hint kültüründe her iki ayak bileğine de birbirinin aynı olan bir çift halhal takmak daha yaygın. Batı kültürlerinde tanınması ve yaygınlaşması son yüzyıl içinde olmuş. Son yıllarda deri olanlarının erkekler tarafından da kullanmaya başlandığını biliyoruz.
 
Çok değişik türleri var. Bir ayak parmağına takılarak ayağın üzerinden bileğe ulaşanları var mesela. Eskiden kullanılan değişik bir türü de iki ayrı bilekteki halhalların birbirine bir zincirle bağlanması ile oluşturulanı. Bir nevi kelepçe! Kullanılma amacı ise  ancak küçük adımlar atılmasına izin vererek daha feminen bir yürüyüş şekli sağlaması.
 
Benim fikrime gelecek olursak, harika bir aksesuar olduğunu düşünüyorum. Dişiliği bu kadar iyi vurgulayan az aksesuar vardır sanırım. Çok dikkat çekici, fark yaratan ve seksi bir takı. Ancak neyle ve nasıl kullandığınız çok önemli. Doğru olmayan şekillerde kullanılması çok itici ve basit bir görünüm de oluşturabiliyor, aman dikkat!
 
Sevgiler, Melissa 
 
 

9 Temmuz 2014 Çarşamba

MILF

Merhabalar,
 
 
Bu kez aklıma takılan terim "MILF". Mutlaka duymuşsunuzdur bu argo pornografik terimi. İngilizce açılımı "mother i'd like to f.ck" yani "s.k.lesi anne". Burada anneden kasıt olgunluk, yanlış anlaşılmasın. Biraz açık saçık bir ifade oldu, kusura bakmazsınız umarım. İşin aslı bu.   Sinema filmleri altyazılarındaki küfür çevirileri gibi olsun istemedim.
 
Terim, cinsel cazibesi yüksek, seksi ve arzu uyandıran, 40-50 yaşlarındaki kadını tanımlamak için kullanılıyor.
 
 
 
Bu terim ilk olarak 1990'larda internet ortamındaki haber gruplarında kullanılmaya başlanmış. Terimi popüler yapan ise 1999 yapımı "American Pie - Amerikan Pastası" filmi.
 
Bu terime benzeyen bir diğer terim ise "Cougar", yani kugar. Kedigillerden vahşi bir hayvan. Bu terim de 35-45 yaşları arasında kendinden küçük erkeklerle cinsel birliktelik yaşayan arzulu kadınlar için kullanılıyor. Terimin ilk olarak Kanada'da ortaya çıktığı söyleniyor.
 
Bazı erkeklerin olgun kadınlara daha çok ilgi duyduğu da bir başka gerçek. Anililagnia genç erkeklerin kendinden yaşlı kadınlara cinsel ilgi duyması anlamında kullanılan Eski Yunanca bir terim. Olgun kadınlarda erkeklere çekici gelen özelliklerin başında bağımsızlık ve güç geliyor. Daha sonra da tecrübe ve anlayış. Yani işin aslı erkekler bağımsız, güçlü, tecrübeli ve sahiplenici kadınları yaşlarına rağmen tercih ediyor.
 
Bu nereden aklıma takıldı derseniz, sanırım kendi yaşımla ilgili. Bildiğiniz üzere 1977 doğumluyum, yani 37 yaşındayım. Ama beni sosyal medyada takip edenler bilirler, hala yüksek topuklu ayakkabılardan, kısa etek ve taytlardan vs. vazgeçmeyenlerdenim. Açıkçası arkadaş çevremde bunun esprisini uzun süredir yapıyoruz.
 
Her zaman olduğu gibi herkesin dilediğini yaşamakta özgür olduğu bir toplum hayal ettiğimi tekrarlamalıyım. Kimin kiminle birlikte olduğu sadece onları ilgilendiren bir meseledir. Bunu böyle bırakmak herkesin mutluluğu için daha iyidir diye düşünüyorum.
 
Bir başka konuda buluşana dek sevgiler,
 
Melissa