13 Mart 2013 Çarşamba

Alışveriş

Merhaba,
 
Ben iyice sapıttım sanırım, saat iki ve ben hala ayaktayım. Alışveriş krizine girdim. Alışveriş modern zamanların en iyi sakinleştiricisi. İçinde yaşadığımız bu yüzyılda insanların hele de biz kadınların rahatlayıp, mutlu olmak için kullandıkları bir numaralı ilaç. Maalesef ben de bu ilacın bağımlısı olan zavallılardan biriyim.
 
Özellikle moralsiz olduğumda, sıkıntılı ve tekdüze zamanlarda alışveriş ihtiyacı tavana vuruyor. Bu gece de öyle bir gece... Kendimi kocaman bir alışveriş caddesinde -AVM'leri pek sevmiyorum da- elimde limiti bol bir kredi kartıyla hayal ediyorum. Aç bir kurt gibi vitrinlere baktığımı, mağazalara dalıp, malları darma duman ettiğimi görüyorum.
 
En az beş ayakkabıcı, iki çorap ve iç çamaşırı dükkanı, iki kozmetik mağazası, on da giyim mağazası keserdi beni. Yorgunluktan baldırlarım tutulduğunda bir yerlerde oturup bir şeyler içer ardından da talana devam ederdim.
 
Torbalarımı koluma takıp mutlu küçük bir kız gibi eve koşardım. Torbaların içinde ne olduğunu bilmezmiş gibi sevinerek açar, içindekileri denerdim.
 
Veee tüm keyfim bir kaç saat içinde biterdi. İşte bu çılgınlığın sonu hep aynı. Tam bir müptelalık durumu. Önce içinizde kabaran bir arzu, dayanamayıp zevkten delirerek yapılan alışveriş faslı, yavaş yavaş heyecanın azaldığı ama bitmediği deneme safhası ve kaçınılmaz son; pişmanlık.
 
Bile bile bu süreci defalarca yaşadık hepimiz ve sanırım ben yarın da bir kez daha yaşayacağım. Sonunu bilmeme rağmen aynı heyecanla.
 
Sevgiler, Melissa
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder