18 Mart 2013 Pazartesi

İşini sevmeyenler

Merhaba,
 
Hayatınızı sevdiğiniz işi yaparak mı kazanıyorsunuz? Öyle değilse ki büyük ihtimalle durum budur o zaman işiniz zor. Hayatın anlamını düşündüğümde -sık sık yaparım bunu- bulduğum en büyük ikilemlerden biri hep bu oluyor.
 
Bir önermeler dizisiyle anlatmaya çalışayım.
 
 
  • İnsan yorulmadan dinlenemez.
  • İnsan boş durmak için yaratılmış bir varlık değildir.
  • İnsan keyif aldığı her neyse onu yapmak ister ve o işi iyi yapar.
  • İnsan günümüzde para kazanmak zorundadır.
  • Para kazanmak için bulabildiği işi yapmak zorundadır.
 
Ah o son iki önerme olmasa ne iyi olurdu değil mi? Hele o son önerme yok mu? O en kötüsü bence. Para kazanmak zorundayız, bunu kabul ettik diyelim. Ancak çoğumuz bunun için sevmediği işleri yapmak zorunda kalıyor, hem de bir ömür boyunca. Bu insanoğluna yapılan en büyük haksızlıklardan biri gibi görünüyor.
 
Düşündükçe bulduğum farklı bir bakış açısını paylaşmak isterim. Hem de yeni bir önermeyle:
 
  • Yaptığınız iş ne olursa olsun içinde mutlaka sizin sevdiğiniz bir parça vardır .
 
Bunu mutlaka bulup çıkarmayı deneyin. Büyük ihtimalle farkında değilsiniz  ama bu olmadan o işe her gün gidemezdiniz emin olun. İnsanları seviyor olabilirsiniz, öğretmeyi seviyor olabilirsiniz, açık havayı seviyor olabilirsiniz, rekabeti seviyor olabilirsiniz, manzarayı seviyor olabilirsiniz, sadece işe yarıyor olma hissini seviyor da olabilirsiniz. İnanın ki en az bir parçasını seviyorsunuzdur işinizin. Benim tavsiyem o parçayı körükleyin, bırakın alevlensin. Bu sizi farklı ve ayrıcalıklı yapacak.
 
İnsanların en hayranlıkla baktıkları kişiler, yaptığı işten keyif aldığı belli olanlardır. İşinizin bir parçasını bile sevseniz, onu diğerlerinin önüne koyup büyüttüğünüzde arkada kalanları ne siz, ne de başkaları artık göremeyecektir. Bunu deneyin derim.
 
Sevgiler, Melissa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder