11 Mart 2013 Pazartesi

Ayak mı dediniz?

Merhaba,
 
Aklıma takılanları yazmaya devam ediyorum. Ayak, çorap ve ayakkabı fetişizmi gençliğimden beri haberdar olduğum ve ilgimi çeken bir konu olmuştur. Sanırım bunun sebebi giyim kuşam konusunda kendimi bildim bileli ayakkabı ve çorabı en önemli öğeler olarak görmem. Kadınların alışverişe olan düşkünlükleri malumumuz. Ancak benim alışveriş konusundaki odağım hep ayakkabı ve çorap oldu. Her hafta bir çorap dükkanına, her ay da bir ayakkabıcıya uğrayıp bir şeyler almazsam kendimi rahatsız hissediyorum.
 
Ancak bunun karşı cinsin ilgisini ciddi anlamda çektiğini fark etmem yirmili yaşlarıma rast geliyor. Açıkçası bu konunun son yıllarda modacılar ve medya tarafından ciddi destek gördüğünü ve pek çoklarının bundan ciddi kazanç sağladığını düşünüyorum. Mesela müzik kliplerinde, reklamlarda mutlaka bu konuya vurgu yapılıyor. Moda denince ayakkabı neredeyse başlı başına büyük bir sektör. İnternetten alışverişin yaygınlaştığı günümüzde her gün yeni ayakkabı mağazaları boy gösteriyor. biz kadınlar, sahip olduğumuz ayakkabı sayısını ya da markalarını bir statü sembolü olarak görüyoruz.
 
Şöyle genel bir araştırma sonucunda ayak fetişizminden ilk kez 1200'lerde bahsedildiği anlaşılıyor. Casanova, Elvis Presley, Andy Warhol gibi çok ünlü kişilerin, birer ayak fetişisti olduğu söyleniyor. Günümüzdeki bombardımanın altında bu konu çok daha yaygın hale geldi ve gizli olmaktan çıktı.
 
Açıkçası bundan hoşlanan erkeklerin var olduğu bir ortamda, bu avantajı kullanmak isteyen kadın sayısı da artıyor. Ancak kendisi de ayak, ayakkabı ve çorap konularına ilgili olmayan kadınlar bu avantajı her zaman doğru kullanamıyorlar kanımca.
 
Ayak fetişizminin bir cinsel sapkınlık olmadığı, insanın cinselliğinin normal çeşitlemelerinden biri olduğu pek çok uzman tarafından kabul ediliyor. Bu konuyla ilgilenenlerin hayatlarına mutluluk katan bir faktör olarak sürdürülebiliyor.
 
Fetişizmden bağımsız, kendi adıma ne yüksek topuklu ayakkabılardan ne de çoraplardan vazgeçeceğimi düşünmüyorum. Liberal bir bakış açısıyla baktığımda, "insanlar bir birlerine zarar vermedikleri sürece bırakalım bu kadar özgürlükleri olsun"  diyorum.
 
Sevgiler, Melissa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder